Bu kadar keyiflenmemin nedeni simgesel bir kentin yıkılması. Ben bütün kentlerin yani temerküzün ve iktidarın yıkılmasını savunduğumdan hoşuma gidiyor. Yok diyeceksiniz sadece el değiştiriyor. Pek öyle demeyin ve keyfime de en azından biraz için dokunmayın. Şener Şen’in Züğürt ağa filmindeki domates satan sahnesini General Motors’un sahipleri için gözümde canlandırıyorum. ‘Domates, domates’ diye mahçup domates sattıklarını ki artık onu da yapamazlar çünkü patentsiz domates satılamaz oralarda.
Kürt özgürlük hareketi katılımcı bir ekonomiyi ve kooperatifleri savunduğunda hemen herkes bir kooperatif örneği verir. Hatta DTK’nın bir çalıştayında, o zamanlar DTP’li bir belediye başkanı ‘Kooperatif diyorsunuz ama biz bir tane kurduk. Battı. Bütün köylü de birbirine girdi’ dedi. Yalan söylemiyordu tabii ki ama söylediği doğru değildi. Ben de ona, batan kapitalist şirketlerden bazılarını saymıştım. Öyle ufak tefek şeyler değildi saydıklarım. Aralarında bu Genaral Motors ve Creysler de vardı. Yetmediyse size orada yaptığım gibi biraz da batan ülkeleri sayıyım isterseniz, Yunanistan, Portekiz, İspanya ve hatta İngiltere ve ABD’yi... Bunlar kooperatif mi? Bu yüzden mi battılar? Neden kooperatifler bugüne uymaz diyorsunuz da defalarca daha fazla batan, arkasında dünyanın en büyük sermayeleri ve saydığım gibi bizzat devlet olan, bütün halkı da batarken arkasından sürükleyen kapitalist şirketleri, devletleri görüp, unutuyorsunuz? ‘Biz binlerce şirket kurmuştuk battı. Kapitalist devletler battı. Bir daha, neden kapitalist şirket kuralım? Neden kapitalist devlet kuralım? Yerin dibine batsın devletleri, boyunları devrilsin kapitalist moderniteleri’ demiyorsunuz? Yani bu fıskiyeyi kim kırdı?
Ancak tabii ki Kapitalist Modernitenin peş peşe çöküş haberleri aslında bir şeyi değiştirmez. Sadece sistemi değiştirebilme şansı taşır içinde. Yani çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üç sıçrar, dört sıçrar, beş sıçrar... Kafasına vurmazsanız hep sıçrar. Özellikle de bu nedenle ‘Ekoloji Kooperatif’lerini örgütlemek zorundayız. Ekoloji kooperatifleri sadece organik gıdalar üreten köy kooperatiflerini içermez. Özellikle ekoloji vurgusu, gıdanın organik olup olmaması değil, kararların eşit, demokratik ve kolektif alınmasıdır. Kent topraklarının demokratikleştirilmesi, herkesin kendi evlerini inşa edebilmesi, Su dağıtımı kooperatifleri, enerji kooperatifleri, işsiz işçiler kooperatifleri yani hayatın her alanına demokratik bir biçimde örgütlemek, ekolojik demokrasidir.
Yoksa 18.5 milyar dolarla Teksaslı, Teksas’ın içinden bir iş adamının taksitle belki alabileceği kent sadece bir yazılık keyif verebilir bana. Ne zaman ki bu dutluklar eskiden gökdelendi diyebilirsek o zaman dünya bizim...