Ya zamanla birlikte yaşar ölürsün, ya daha yüce bir yaşam uğruna zamanın dışına çıkarsın.
Albert Camus
Monday, November 12, 2012
"The old and the new"
“eisenstein, griffith’in paralel-alternatif
denen kurgu anlayışını eleştirirken ötesine geçmeyi de önerir.
griffith’de özel yaşamlar paralel ve kesişen sekanslar halinde
örgütlenerek birbirleriyle buluşup birbirlerini iterler, karşılıklı
geçişlerle ivmelenerek konumlardan başka konumlara, bireyselden
kollektife, kişiselden politiğe geçişi sağlarlar. böylece, özel yaşamlar
politik kariyerlerden ve yaşantılardan ayrı tutularak kişisel ile
politik alanlar arasındaki sınırlar korunur. oysa, eisenstein tüm ‘aşma’
doktrinine rağmen, diyalektiğin eski’den yeni’ye çarpıcı sıçramalarla
geçişini kendi sinematografisinin merkezi haline getirir. istediği bir
‘düşünce’ sinemasıdır –yalnızca ‘bilinçlendirme’ peşinde değildir;
bilinçlenme ve farkına varma anlarını abartarak (atraksiyonlar kurgusu
diyordu buna) seyirciyi ‘düşünme’, ‘hissetme’ ve ‘coşku’ yaşantılarına
yükseltmeyi önerir. formülü, ‘beyne yumruk gibi inen’ bir sinemadır.” (*) alıntı: ulus baker’in körotonomedya’daki “yılmaz güney sinemasının bir özelliği üstüne” başlıklı şu yazısından. (*) video: eisenstein, “staroye i novoye” (“eski ile yeni”).