İlk duruşması skandallarla geçen ve Antakya’ya iletilen Reyhanlı Katliamı Davası’nda, Antakya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ikinci duruşmaya sayılı günler kala dosyayı “yetkisizlik” gerekçesiyle yeniden Adana’ya gönderdi
Hatay Reyhanlı’da 11 Mayıs 2013’te 53 kişinin yaşamını yitirdiği katliamla ilgili dava, katliamın birinci yıldönümü yaklaşırken sürüncemeye doğru ilerliyor. Özel yetkili mahkemeler kaldırıldığı için Antakya’ya gönderilen Reyhanlı Katliamı Davası’nın 26 Mayıs’taki ikinci duruşmasına sayılı günler kala Antakya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ilginç bir karara imza attı.
İddia makamına dosyayı yetki yönünden soran mahkeme, “Dosyanın gelmiş olduğu aşamada yetkisizlik kararı verilemeyeceği, dosyada yargılama yetkisinin Adana Ağır Ceza Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla, CMK’nin 12 ve 18 maddeleri uyarınca yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili Adana Ağır Ceza Mahkemesi2ne gönderilmesine karar verilmesi talep olunur” dedi.
30 Nisan tarihli duruşma tutanağı, 7 Mayıs itibariyle imzaya çıktı ve dosya yeniden Adana’ya gönderilmiş oldu.
Av. Hatice Can: ‘Adalet arayışı zorlaştırılıyor’
Reyhanlı Davası’nda katliamda yaşamını yitirenlerin avukatlarından Hatice Can dosyanın Adana-Antakya arasında gidip gelmesiyle ilgili Sendika.Org’a konuştu.
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının ardından Antakya’ya gelen dosyanın “zorlama bir neden” ile yeniden Adana’ya gönderildiğini söyleyen Av. Hatice Can, Türkiye’nin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) toplantısında “Reyhanlı’yı El Kaide yaptı” itirafında bulunmasıyla gerçek sanıkların ortaya çıkarılmasını umdukları bir dönemde davanın sürüncemede bırakılmasından endişe duyduklarını söyledi.
Av. Hatice Can, katliamın birinci yıldönümü yaklaşırken yakınlarını kaybedenlerin adalet arayışının zorlaştırıldığının altını çizdi.
İlk duruşma: Örgüt soran da yok, usule uyan da
Reyhanlı Katliamı Davası’nın 1o Şubat’ta Adana’da görülen duruşması, katliamın üzerinin örtülmek istendiğinin en açık göstergesi olmuştu. Duruşmanın tarihi basından gizlenmiş, adliyeye gelenlere görevlilerce “KCK Davası” şeklinde yanlış yönlendirmeler yapılmış, yer yokluğu gerekçesiyle yakınlarını yitiren aileler ve basın emekçileri salona alınmamıştı.
Duruşmada sanıkların bir kısmı ifade vermeyeceğini açıklamış, ifade verenler ise katliam ile herhangi bir ilgilerinin olmadığını söylemişti. Mahkeme heyeti, avukatların ve sanıkların kimlik tespiti yapmamış, iddianame okunmamış, doğrudan ifadeye geçirilmiş ve sanıklara örgüt ile ilgili hiçbir soru sorulmamıştı.