30 MAYIS 2014
Herkes iki hafta sonra
Brezilya'da başlayacak olan Dünya Kupası üzerinde yoğunlaşırken
Brezilyalılar geçmişleri ile ilgili acı gerçekleri öğrenmeye devam
ediyor.
Bu gerçeklerden biri de ülkede 1964-1985 yılları
arasında hüküm süren askeri diktatörlük dönemiyle ilgili. BBC'nin
araştırmaları, İngiltere'nin Brezilyalı generallerle aktif işbriliğine
giderek gelişkin işkence teknikleri konusunda onları eğittiğini ortaya
koydu.İşkenceye uğrayanlar arasında eskiden solcu bir gerilla olan Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Roussef da bulunuyor. Roussef geçmişe yönelik gerçekleri ortaya çıkarmak için bir Hakikat Komisyonu kurdu.
Eski mağdurlar ve bazı ordu mensuplarının verdiği ifadeler, diktatörlük döneminde İngiltere'nin gizli rolünü ortaya koydu.
1970'lerde Brezilya yönetimi solcu gerillalara karşı amansız bir mücadele başlatmıştı. Sendika liderleri, öğrenciler, gazeteciler ve muhalif ses çıkaran herkes baskıdan nasibini aldı.
'Uzun kalsam delirirdim'
Alvaro Caldas da bunlardan biriydi. 1970'te tutuklandığında komünist bir gruba üyeydi. İki yıldan fazla Rio'da bir askeri karakolda gözaltında tutuldu. Dayak, elektrik, "papağan tünemesi" denen bir yöntemle saatlerce ters askı gibi işkencelere maruz kaldı.Alvaro serbest bırakılınca politikayı da bıraktı. 1973'te tekrar tutuklandığında spor muhabiri olarak çalışıyordu. Aynı binaya getirildi; ama binanın içi tümüyle değişmişti.
Korku en baskın duygusu olmuş Alvaro'nun. Düzenli olarak başına çuval geçirilip sorguya götürülüyormuş. Bunun fiziksel işkence değil, yoğun psikolojik baskı olduğunu, amaçlarının, kişiliğini ezip yapmadığı bir şey için itirafta bulunmasını sağlamak olduğunu biliyormuş.
"Neyse ki orada sadece bir hafta tutuldum. Biraz daha uzun kalsaydım delirirdim." diyor Alvaro. Bu yeni sorgulama yöntemi "İngiliz Sistemi" olarak anılmaya başlandı. Hakikat Komisyonu'na verilen ifadelerde bunun nedeni anlaşılıyor.
'İngiltere en iyisi'
En zalim işkencecilerden biri olan albay Paulo Malhaes 20 saatlik bir ifade verdi. Tekerlekli sandalyede Komisyon'un huzuruna çıkan albay zayıf ve güçsüz görünüyordu. Kurbanlarını öldürdüğünü ya da sakat bıraktığını itiraf etti. Aynı zamanda kaba kuvvetten daha etkili olan ve solcu bir militanı ajan yapmak için kullanılan psikolojik işkence yöntemlerine hayranlığını ifade etti."Kapalı kapılar ardındaki o hapishanelerde ısıyı, ışığı, içerdeki her şeyi kontrol etme fikri İngiltere'ye ait." diyor albay. Fiziksel iz bırakmayan sorgulama tekniklerini öğrenmek için kendisinin de İngiltere'ye gittiğini savcıya itiraf etmiş. Savcı Nadine Borges albayla konuşmasını anlatıyor:
"Albay açısından en iyi şey psikolojik işkenceymiş. Gizli bir yerde tutulan birinden bilgi almak daha kolay oluyormuş. Başka yerlere de gitmiş eğitim için, ama İngiltere en iyisiymiş."
Malhaes ifade verdikten kısa bir süre sonra evine düzenlenen bir soygun sırasında öldürülmüş.
Çıplak sorgulama tavsiyesi
Profesör Glaucio Soares 1990'larda Brezilya'nın üst düzey generalleri ile mülakatlar yapmış. Bunlar sorgulama teknikleri konusunda eğitim için Almanya, Fransa, Panama ve ABD'ye subaylar gönderildiğini, fakat en iyi yöntemlerin İngiltere'de olduğunu söylemiş.İngilizler 1960'a dek Malay Yarımadası'nda karşılaştıkları isyanlara karşı ve daha sonra da Kuzey İrlanda'da kullandıkları teknikler nedeniyle etkili görülüyorlardı anlaşılan.
'Beş Teknik'
Duyuların yoksun bırakılması ve stresi esas alan yöntemler "Beş Teknik" olarak anılıyordu. Bunlar:- saatlerce duvara dayalı bir şekilde ayakta beklemek
- başa çuval geçirme
- yüksek sese maruz bırakma
- uyku yoksunluğu
- yeme-içme yoksunluğu
Birçok kişi bu yöntemlerin işkence olduğunu ifade ediyor. İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA) mahkûmlarının sorgusunda kullanılan bu yöntemler tepki üzerine 1972'de resmen yasaklandı.
İngiltere'de sorgulama kursu
Fakat Brezilya'da bu psikolojik sorgulama yöntemleri cuntanın ihtiyaçlarını karşılayacaktı. Askeri yönetimin insan hakları ihlalleri dünya çapında tepki topluyor, fiziksel işkence çok sayıda ölüme neden oluyordu. İz bırakmayacak etkili bir sorgulama yöntemi tam da generallerin istediği şeydi.Askeri yetkililer İngiltere'ye gidip kurs görmekle kalmadı, aynı zamanda İngiliz ajanları da Brezilya'ya gitti ders vermek için. Eski bir polis memuru, bu ajanların Rio'daki bir askeri karargâhta takip, telefon dinleme, yeni tecrit hücrelerinin kullanımı konularında kurs verdiğini anlatıyor. Eski yöntemlerin kullanıldığı sorgu sonucunda ölenlerin cesetlerini almaya gittiğinde görüyormuş bu kişileri.
Bu olaylarda payı olan hiç kimse henüz yargılanmış değil.
1972'de Brezilya'daki İngiltere Büyükelçisi David Hunt bir yetkiliye yazdığı mektupta şunları söylüyordu:
"Bildiğiniz gibi geçmişte bizim tavsiyelerimizden etkilenme durumu söz konusu olmuştu; ama artık böyle bir bağlantı yok... Bu bilginin sınırlı tutulması önemlidir."