Tuesday, June 25, 2013

Duvarın Aynasında Gezi Parkı


Duvar yazıları genellikle edebi bir tür olarak kabul görmez ama edebiyat sokağın, duvarların seslerine yabancı kalmaz hiçbir zaman. Duvar yazıları bazen yaratıcı içerikleriyle, bazen Cortazar’ın Graffiti öyküsünde olduğu gibi hikâyeleriyle, bazen de Bilge Karasu’nun Gece romanındaki gibi duvarlara, kapılara, direklere, yollara “Gece Gelecek” diye yazan gecenin işçileri olarak girer. Graffiti, Latince graphium’dan İtalyancaya graffito diye geçen sözcüğün çoğulu. “Çizerek, oyarak, kazıyarak çızıktırılmış şeyler” anlamına geliyor. Hulki Aktunç, Erotologya’da graffiti için “toplumda ‘biriken’ kimi görüşlerin, algılama biçimlerinin doğrudan yansıtıldığı, anonim bir ‘yaratı’lar toplamı,” diyor.  “Bir yönüyle erotografomani, bir yönüyle günah çıkarma ve itirafçılık, bir özelliğiyle de dertleşme, paylaşma… Kimilerinde tepki uyandıran bu çızıktırmalar, konuyu inceleyip irdeleyen bilim insanlarına çok şey anlatır. Neler var acaba bu yazıların çizilerin altında? Kolektif bilincin, algılayışın çoğullaşmasının, bilinçaltının, bilinçüstünün, bilinçdışının nice ve nite yansımaları var?” Yine Hulki Aktunç’un ifadesiyle duvar, bir mecra, bir ‘medium’dur, bir iletişim ortamıdır.  “Duvar, kendisine bir şey çızıktırıldığı andan itibaren bir aynadır artık.” Gezi Parkı eylemlerinde de öne çıkan ögelerden biri hem gerçek duvarlarda hem de sosyal medya duvarlarına yansıyan yaratıcı paylaşımlar oldu. Gezi Parkı direnişine duvarın aynasında bakmak isteyenler için küçük bir seçki.
image04 01 02 03 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 74 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 90 91 92_1 93 94 95