Thursday, May 31, 2012

ANNAN Planının Uygulanması Şiddeti Kışkırtanların Siyasi İradelerini Gerektiriyor

ANNAN Planının Uygulanması Şiddeti Kışkırtanların Siyasi İradelerini Gerektiriyor

Mayis 31, 2012

NEW YORK – Suriye'nin BM Daimi Temsilcisi Beşşar Caferi, BM'nin Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan planının uygulanmasının Suriye hükümetinin değil şiddeti kışkırtan, silahlı terör gruplarına silah, para ve Suriye dışında barınak temin edenlerin siyasi iradelerini kullanmalarını gerektirdiğini belirtti.
Uluslar arası güvenlik konseyinin Suriye konusunu tartıştığı oturumun ardından basın toplantısı düzenleyen Caferi, Annan planının şiddetin tüm taraflarca durdurulmasını öngördüğünü, kimlikleri açıklanan bazı tarafların Suriye'ye silah kaçırmayı sürdürmeleri ışığında söz konusu tarafların bu noktaya saygı göstermesi gerektiğini ifade etti.
Suriye hükümetinin planı uygulama konusunda ciddi olduğunu söyleyen Caferi, fakat farklı seçenekler sunan tarafların plana saygı göstermeyen ve başından itibaren başarısızlığını ilan eden aynı taraflar olduğuna dikkat çekti.
BM Temsilcisi, Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esad'ın Annan'la yaptığı görüşme sırasında tüm tarafların plana uyması, silahlıları finanse etmeyi ve Suriye'ye silah kaçırmayı durdurması gerektiğini hatırlattığına değinerek " büyükelçilerin oturum sırasında yaptıkları konuşmaların çoğunluğu dengeliydi. Büyükelçiler Huvla'da yaşanan olaylar başta olmak üzere Suriye'deki durumu daha dikkatli ifadelerle değerlendirdiler" dedi.
Suriye hükümeti ve halkının Huvla'da yaşanan korkunç katliamdan dolayı şoka uğradığını bildiren BM Daimi Temsilcisi, "yaşanan katliamlardan hiç kimse Suriye halkından daha fazla rahatsız olmamıştır. Çünkü hayatını kaybeden çocuk, sivil ve askerler halkımızın evlatlarıdır. Katliamda 26 asker ve subay şehit düştü" diye konuştu.
Caferi, Huvla katliamını çirkin, korkunç ve haksız olarak nitelendirirken katliamı işleyenlerin Suriye adaletinin önüne çıkarılıp yargılanmaları gerektiğine dikkat çekti.
Katliamın ulusal komisyon tarafından soruşturulduğuna ve komisyonun çalışmalarını iki gün içinde sonlandıracağına işaret eden Caferi, soruşturma sonuçlarının tüm dünyaya duyurulacağını ve katliamın faillerinin mutlaka ortaya çıkacağını ifade etti.

Uluslar arası Toplum Terör Gruplarına Silah Temin Edip Barındıranları Belirlemeli

Uluslar arası toplumdan Annan planına aykırı faaliyetlerde bulunup silahlı terör gruplarını silahlandırıp barındıranları belirlemesini talep etti.

BM Temsilcisi Caferi, Huvla katliamının yaklaşık bir yıl önce başlayan Suriye krizinin başlangıcını oluşturmadığını söyleyerek güvenlik konseyindeki büyükelçilerin bir kısmının yüksek bir sorumlulukla Suriye'de üçüncü bir unsurun, silahlı grupların bulunduğunu kabul ettiğini, Suriye'nin bir yıldan bu yana bunu açıklamaya çalıştığını kaydetti.
BM Temsilcisi, Suriye halkının bazı Arap ve bölge ülkelerinin yanı sıra bir kısım dünya ülkeleri tarafından korunan, eğitilen ve finanse edilen silahlı terör gruplarıyla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.
Caferi, Suriye'nin BM Genel Sekreteri, uluslar arası güvenlik konseyi üyeleri ve BM ajanslarına bazı silahlıların adı ve kimlikleri, Suriye'ye kaçırılan silahların miktarı ve türü ve kaçırılma tarihi konusunda yüzden fazla mektup gönderdiğinin altını çizdi.
Lübnan yönetiminin Libya'dan gelen ve Suriye'deki silahlılara ulaştırılması planlanan silahlarla yüklü bir gemi yakaladığını hatırlatan Caferi, Suriye'de Libya ve Tunus uyruklu 26 teröristin yakalandığına, öldürülen yabancı teröristlerin de kimliklerinin açıklandığına işaret etti.
BM Daimi Temsilcisi, Selefi Suriyeli bir muhalifin üç gün önce Lübnan televizyonlarından birine Cidde'den canlı yayına bağlanarak Türkiye'den gelmekte olan Lübnanlı vatandaşları Suriye topraklarından kaçırma sorumluluğunu üstlendiğine değindi.

Suriye Tehlikeli Silahlı Terör Gruplarıyla Mücadele Ediyor

"Bu nedenle daha fazla kanıt sunmaya gerek yok. Çünkü herkes Suriye'nin tehlikeli silahlı terör gruplarıyla mücadele ettiğini biliyor" diye ekledi.
Caferi, "Almanya Büyükelçisi kendisinin ve hükümetinin Huvla'daki Suriyeli çocuklara gösterdiği önemi dile getirirken UNIFIL güçlerine bağlı deniz birliklerinin Libya'dan gelen silah yüklü geminin Lübnan deniz sularını geçmesine izin verdiğini unuttu" diye belirtti.
Bir kısım ülkelerin Suriyeli Büyükelçi ve diplomatların görevlerine son vermesi konusunda ise Caferi, diplomasinin yaptırım, herhangi bir ülkeye saldırma ya da diplomatlarını kovmaya değil uluslar arasında diyaloga dayandığını ve uzlaşmacı siyasi çözümler bulma görevi taşıdığını söyleyerek bu davranışların Suriye krizine yönelik gerçek niyetleri ortaya koyduğunun altını çizdi.
Bazı tarafların Huvla katliamından Suriye hükümetini sorumlu tutmaları konusunda ise Caferi, "BM Genel Sekreteri Yardımcısı Herve Ladsous hükümeti suçlamamış sadece şüphelerini dile getirmiştir. Emin olmakla kuşku içinde olmak arasında büyük bir fark var. Ulusal soruşturma komisyonun iki gün içinde açıklayacağı sonuçlar her şeyi açığa çıkaracak" dedi.
Suriye'nin BM Daimi Temsilcisi Caferi; eli kanlı teröristlerin yakın bir süre içinde Homs kırsalındaki Huvla, Teldo ve Şomariye bölgelerinde 3 ayrı katliam işlediklerinin altını çizerek, bu katliamlarla fitneyi körükleme ve uluslararası kamuoyunun tepkisini toplamayı hedeflediklerini söyledi.
Güvenlik Konseyinin Suriye ordusunun çekilmesini talep eden son başkanlık bildirisine de değinen Caferi, Suriye yönetimin orduyu çektiğine dikkat çekerek "fakat bir ironi yaşanıyor. Sivilleri korumak için ordu ve güvenlik güçlerini konuşlandırdığımızda eleştirilere maruz kalıyoruz. İnsanları katleden silahlı gruplarla mücadele etmediğimiz zaman sivilleri korumadık diye eleştiriliyoruz. Hükümetin sivilleri korumak için güvenlik güçlerini konuşlandırmasını gerektiren durumlar ortaya çıkıyor" diye konuştu.
Körfez ülkeleri hükümetlerine ve Suriye'de iç savaşı alevlendirmek isteyen ülkelere Annan planının başarısızlığına bel bağlamama çağrısında bulunan Caferi, Suriye hükümetinin meşru siyasi muhalefeti ulusal diyaloga çağırdığını, fakat düşman hükümet ve ülkelerin silahlı grupları ve Suriye dışındaki muhalif kanadı diyaloga girmemeye teşvik ettiğini vurguladı.
Caferi, bazı tarafların bölünmüş muhalif grupları şiddeti durdurmaya çalışan Suriye hükümetine şantaj yapmak amacıyla birleştirmeye çalıştığına işaret ederek şiddeti durdurmaları için silahlı terör gruplarına ve bu gruplara destek veren Arap ve bölge ülkelerine baskı yapma zorunluluğuna dikkat çekti.
Bazı büyükelçilerin silahlı teröristlerin varlığını itiraf etmeleri konusunda ise Caferi, bazı büyükelçilerin Suriye'nin yaklaşımına ortak olurken bir kısmının barışı ve güvenliği koruma yönünde sorumsuzca davrandıklarını ifade etti.

Suriyelilerin Kanı Üzerinden Ticaret Yapmaya Son Verilmeli

BM Daimi Temsilcisi, farklı seçeneklerden söz eden büyükelçilerin gerginliği tırmandırma amacı taşırken aynı zamanda Annan planına aykırı davrandıklarını belirterek planın başarılı olması için tüm tarafların plana eşit şekilde bağlı kalmaları ve Suriyelilerin kanı üzerinden ticaret yapmaya son vermeleri gerektiğine vurgu yaptı.
Caferi, güvenlik konseyindeki diplomatların makul ve kabul edilebilir çözümlere ulaşmak için konseyde bulunduklarına dikkat çekerek "Suriyelilere gerçekten yardım etmek istiyorlarsa, Suriyelilerin gerginliği tırmandırmayı durdurma ve Suriye hükümetine muhaliflerle diyalog masasına oturma yolları konusunda yardım etmekle ilgili mesajlara ihtiyacı var. Bunlar benim değil Suriye hükümetinin yöneteceği siyasi süreçten söz eden Annan'ın ifadeleridir." diye belirtti.
Jeffrey Feltman'ın BM'de üst düzey bir göreve getirilmesi konusunda ise Caferi, BM Genel Sekreterinde bu konuda herhangi resmi bir mektup almadığını bildirerek bu durumun gerçekleşmesini gerginliğin tırmandırılmasının göstergesi olarak kabul etti.
Caferi, "BM'nin görevi uluslar arası topluma ajandalar dayatmak değil uluslar arası ajandaları uygulamaktır. Üst düzey görevlerde yer alacak tarafsız ve adil uzmanlara ihtiyacımız var" dedi.
Diyalogun Şam'ın dışında gerçekleşme ihtimali konusunda ise BM Temsilcisi, hükümetin Çin ya da Rusya'nın müzakerelere ev sahipliği yapma önerisini kabul ettiğini, fakat muhalefetin dış kışkırtmalarla bunu reddettiğini bildirerek topun Suriye'nin değil başkalarının sahasında olduğunu ifade etti.

Çurkin: Silahlı Gruplar Annan Planını İhlal Etmek İçin Her Fırsatı Değerlendiriyor

Diğer yandan Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vitali Çurkin, silahlı terör gruplarının Annan planını ihlal etmek için her fırsatı istismar etmeyi sürdürdüklerini söyleyerek terör gruplarının vatandaşları ve hükümet yetkililerini katletme, el yapımı bombalar yerleştirme gibi eylemlerine işaret etti.
Çurkin, güvenlik konseyinin oturumu ardından düzenlediği basın toplantısında, Annan planının uygulanmasında hiçbir ilerleme kaydedilmediğine dikkat çekerek Suriye hükümetinin planın uygulanması konusunda nispeten bir ilerleme kaydettiğine işaret etti.
Muhalefetin siyasi diyaloga katılmayı şiddetle reddettiğini belirten Rus temsilci, bazı tarafların hala dış müdahale çağrısı yaptığını ve Suriye içinde terör grupları silahlandırma çabalarını sürdürdüğünü ifade etti.
Çurkin, Suriye'ye yasa dışı yollarla silah kaçırma çabalarının sürmesinin endişe verici olduğunu dile getirerek silahlı gruplara en iyi silahların temin edilmesi ışığında bazı tarafların daha ciddi hareket etmelerini gerektiğini kaydetti.
Güvenlik konseyinin gözlemciler heyeti konusunda aldığı iki karara uymak ve saygı göstermek gerektiğini söyleyen Çurkin, Annan planına saygı göstermeyen ve çatışmayı militarize etmeyi sürdüren taraflara baskı yapma önemine vurgu yaptı.
Rus Temsilci Çurkin, yaptırımlardan söz etmenin olumsuz olduğunu belirterek Rusya'nın Suriye'de siyasi çözümü desteklediğini ve tek taraflı bir destek sunmadığını bildirdi.
Başka seçenekleri öne sürmenin bölgede vahim sonuçlar yaratacak felaket senaryosundan ibaret olduğunu ifade eden Çurkin, tüm ülkelere Annan planına uyma ve herhangi bir icraat almadan önce dikkatle düşünme çağrısında bulundu.
Bununla birlikte Çurkin, muhalefete silah temin eden ülkeleri seçeneklerini gözden geçirmeye ve eylemlerinin sonuçlarını değerlendirmeye çağırdı.
Rusya'nın diğerleri ne yaparsa yapsın Suriye'yi savunmayı sürdürüp sürdürmeyeceğine ilişkin soruyu yanıtlayan Çurkin,"Rusya Suriye, Suriye halkı, Rusya ve uluslar arası toplum için doğru olanı yapacaktır" dedi.